Haber

Abdullah Öcalan’dan Bakanlıktan Anayasa Mahkemesi’ne yanıt: Gerekçe yok

PKK lideri Abdullah Öcalan, Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı İmralı Adası’ndaki F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 24 yıldır tecrit altında tutuluyor. Abdullah Öcalan, son ağabeyi Mehmet Öcalan ile 25 Mart 2021’de kısa bir telefon görüşmesi yapabilmişti. Aralıklı yapılan telefon görüşmesinden bu yana gözaltına alınan Abdullah Öcalan ile Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’dan bilgi alınamıyor. cezaevinde tutuldu.

Abdullah Öcalan ve diğer tutuklular hakkında 7 Mayıs 2021’de alınan kararla cezaevi yönetimi, ziyaretçi kabulüne engel oldu. Karar hakkında avukatlara bilgi verilmedi. Böylece avukatlara itiraz hakkı verilmedi. Gözaltına alınanlardan Veysi Aktaş, Bursa 1. İnfaz Hakimliğine başvurdu. Ancak itiraz başvurusu hakim tarafından 1 Haziran 2021’de reddedildi. Ardından Aktaş, hakimin kararını Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne götürdü. Mahkeme temyizi 18 Haziran’da reddederek kararı sağlamlaştırdı.

Cezaevi yönetimi 18 Ağustos ve 23 Kasım 2021 tarihlerinde iki karar daha alarak toplam 6 ay ziyaretçilerin görmesini engelledi. Ayrıca Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, 12 Ekim 2021’de Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla ilişkisinin kesilmesi talebinde bulundu. Talebi değerlendiren Bursa 4’üncü İnfaz Hakimliği, aynı gün savcının talebi üzerine Abdullah Öcalan’ın 6 ay süreyle avukatlarıyla görüşmesine engel olunmasına karar verdi ve aynı yılın 22 Ekim’inde karar kesinleşti.

Tecrit Anayasa Mahkemesine Taşındı

Avukatlar, 22 Kasım 2021’de cezaevindeki Abdullah Öcalan ve diğer müvekkilleriyle görüşmek için başvurdu. Bursa 4. İnfaz Hakimliği, 6 ay hapis cezası gerekçe göstererek başvuruyu reddetti. Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce gerekçe gösterilmeden ret kararı 1 Aralık 2021’de kesinleşti. Bunun üzerine avukatlar, 24 Aralık 2021’de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulunarak, müvekkillerinin ağırlaştırılmış tecrit ve engellemeler nedeniyle mağduriyete uğradığını belirtti.

23 BAŞVURU İÇİN GÖRÜŞ İSTENDİ

Böylece son 8 yılda Asrın Hukuk Bürosu tarafından Anayasa Mahkemesi’ne onlarca başvuru yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bu başvurulardan 23’ü hakkında Adalet Bakanlığı’ndan görüş istediği öğrenildi. Bakanlık, avukat yasakları, aile disiplin yasakları, telefon hakları, Olağanüstü Hal (OHAL) süresince İmralı’daki yasaklar ve benzeri birçok konuda Anayasa Mahkemesi’ne mütalaa sundu. Anayasa Mahkemesi de 23 dosya için Asrın Hukuk Bürosu’ndan görüş istedi.

BAKANLIK: KÖTÜ MUAMELE YOK

Mezopotamya Ajansı (MA), avukatların ve aile görüşlerinin engellenmesi için yapılan başvuruyla ilgili olarak 24 Mart’ta Anayasa Mahkemesi’ne sunduğu bakanlık mütalaasına ulaştı. Mahkeme kararlarına atıfta bulunan bakanlık, İmralı’daki tecridin “kötü muamele” olmadığını savundu. Kötü muamelenin “göreceli” olduğunu öne süren Bakanlık, engellemelere ilişkin kararları hatırlatarak tecridi “hafif” bulduğunu ve İmralı’da “kötü muamele” olmadığına dikkat çekti.

‘NEDENİ YOK’ SAVUNMASI

Buna karşılık Bakanlık, Abdullah Öcalan ve diğer tutukluların aile, avukat, telefon, mektup alma ve gönderme haklarının mevzuata uygun olarak uygulandığını iddia etti. Öte yandan, 2011’den bu yana sadece 5 kez “istisnai” olan avukat mütalaaları ve Abdullah Öcalan’ın 27 Nisan 2020’de ailesiyle ilk kez yaptığı telefon görüşmesiyle yaptığı konuşmada durumu savundu. İmralı’ya getirildikten sonra.

Bakanlığın cevabında, Abdullah Öcalan ve diğer tutuklulara verilen cezanın infazının “benzer durumdaki diğer hükümlülere göre daha zor olduğu” belirtildi.

Bakanlık, aile ve avukat ziyaretlerinin reddedilmesiyle ilgili olarak, “Abdullah Öcalan ve baş başa kalan diğer başvurucuların aileleri ve avukatları ile yapılan görüşmelerde sıkı güvenlik önlemleri alınması ve sıkı güvenlik önlemleri alınması makuldür” dedi. -onun yanında, açıkça destekten yoksun (…)” Ancak söz konusu “elde olmayan nedenlerin” ne olduğuna dair rastgele bir bilgi verilmedi.

DIŞARIYA MEKTUP GÖNDEREMİYORLAR

Ayrıca Bakanlık, görüşme taleplerinin reddedilmesinin “keyfi” bir durum olmadığını savunarak, ziyaretçi ve avukat ziyaretlerine yönelik sistematik yasaklarla bu durumu savundu. Bakanlık, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla İnanç’ın başlattığı açlık grevi eylemi sonucunda 12 Ocak, 5 Haziran ve 12 Ağustos 2019 tarihlerinde yapılan toplantı ile 3 Mart 2020 tarihinde yapılan toplantıyı hatırlatarak, tecridin kaldırılmasını ve tüm cezaevlerine yayılmasını talep ediyor. Bakanlık, söz konusu görüşmeler ve 21 yıl sonra gerçekleşen 2 telefon görüşmesiyle engellerin “keyfi” olmadığını savundu.

Bakanlık, Abdullah Öcalan’a 2021’de 162, 2022’de 77 mektup verildiğini iddia etti. Bakanlık, diğer tutuklulara da mektup verildiğini kaydetti.

ASIR HUKUK BÜROSU’NDAN YANIT

Anayasa Mahkemesi, bakanlığın mütalaasını açıklamasının ardından 3 Nisan’da Asrın Hukuk Bürosu avukatlarına sordu. 18 Nisan’a kadar 23 belge hakkında görüş bildiren avukatlar, aile ve avukat görüşlerinin engellenmesine ilişkin Bakanlığın ileri sürdüğü argümanların gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’nin Benali-Libya kararına işaret eden avukatlar, aile ve avukat görüşlerinin yasaklanmasının BM’nin ceza yasağına aykırı olduğunu ve durumun “incommunicado” olarak nitelendirildiğini hatırlattı. 2021 yılından bu yana “tecrübesiz” koşullarda tutulduğunu belirten avukatlar, bunun aksine Bakanlığın başvurularının Anayasa’nın 17. maddesi (kötü muamele, işkence yasağı) kapsamında ele alınması gerektiğinin altını çizdi.

25 AYDIR HABER YOK

Abdullah Öcalan’dan 25 aydır haber alınmadığını kaydeden avukatlar, Bakanlığın “mektup” verildiği yönündeki iddiasının da “spekülasyon” olduğunu ve doğrulanması gerektiğini söylediler. Avukatlar, Anayasa Mahkemesi’ne verdikleri ifadede, “20 Temmuz 2016 tarihinden sonra başvurucuların mektup yazmaları engellendi. Avukatları tarafından çok sayıda mektup yazılmasına rağmen bunların başvuruculara teslim edilip edilmediği bilinmemektedir ve bu konuyu denetleyecek şeffaf ve kamusal bir mekanizma bulunmamaktadır. Bakanlığın bu konuya ilişkin verilmeyen ve sansürlenen yazılarının toplam sayısı; Başvurucunun göndermek istediği ancak el konulan mektup sayısına ilişkin belgelerin yanı sıra gönderilen mektupların da ibraz edilmesi değerli olacaktır.

‘CEZA SİSTEMİ OLDU’

Uluslararası ve ulusal mevzuata işaret eden avukatlar, bu kapsamda Abdullah Öcalan ve diğer müvekkillerinin haklarının gasp edildiğini belirtti. İmralı Adası’nın Türkiye’deki tek ada hapishanesi olduğunu, askeri yasak bölgede olduğunu ve harika bir rejimle yönetildiğini hatırlatan avukatlar, bunun bir tecrit olduğunu, üstelik yargı hakkının da engellendiğini söylediler. avukat, aile, telefon ve mektup farklı bir “ceza” sistemi haline geldi. bunun müvekkillerine dayatıldığını belirtti. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) 5 Ağustos 2020’de hazırladığı ve İmralı’daki tecridi “kabul edilemez” bulan raporuna dikkat çeken avukatlar, CPT’nin aile ziyaretlerini engelleme konusundaki “resmi gerekçesini” hatırlattı. raporda aldatıcıydı.

17. ANAYASA KONULARI

Kişinin fiziki ve manevi direncini kırabilecek durum ve tedavilerin “kötü muamele” yasağıyla ilgili olduğunu vurgulayan avukatlar, “Fırsatlardan çıkıp yeni ortamlara çıkmak için birbirimizle görüşme dönemi” dedi. havadan, yazılı, görsel ve işitsel yayınlara ulaşma imkânlarının bilinmemesi, dış dünyadan tamamen izole edilmiş olmaları, haber alınamaması ve bu şartların kontrol edilememesi açısından potansiyel bir risk oluşturmaktadır. Mevcut ağırlaştırılmış infaz rejiminin uygulanmasından haberdar olmama durumu, başvuruculara özel bir muameledir.Özellikle askeri yasak bölgede bulunan ada cezaevinde tutulmaları ve ayrıntılı cezaevi koşulları 5. maddede anlatılmıştır. başvuru formu başvuru sahiplerine mahsustur.Genel yaklaşımın ötesine geçen özel bir başvuru rejimi kelam konusudur.Bu nedenlerle Anayasa’nın 17. maddesi ihlal edilmiştir.

ABDULLAH ÖCALAN’IN ROLÜ HATIRLANDI

Avukatlar, Abdullah Öcalan’ın Kürt toplumu içindeki değerine ve rolüne dikkat çekerek, Türkiye’de demokratik bir sürecin hakim olması için tek muhatap olduğuna dikkat çekti. Ayrıca “Diyalog sürecine” atıfta bulunan avukatlar, Abdullah Öcalan’ın sesinin dışarıya yansımasıyla oluşan atmosfere dikkat çekerek, aile ve avukat görüşlerinin engellenmesine son verilmesi gerektiğini söylediler. (HABER MERKEZİ)

havran-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort